Hasanov: Azerbaycan'da Kültürel Değerler Devlet Tarafından Korunuyor

Hasanov, “Ermenilerin işgalinden kurtarılmış Şuşa'da bu yıl ilk kez düzenlenen Harıbülbül Kültür ve sanat festivalinde Azerbaycan'da asırlardır barış ve huzur içinde yaşayan halkların sergiledikleri kültür performansı evrensel, barışçıl olduğunu iddia eden dünyaya ülkemizin çok kültürlülük geleneklerini anlatma açısından verilmiş olan en kapsamlı mesajdı” dedi.

‘’Kimsenin etnik ve dini kimlik sorunumuz yoktur’’

Hasanov Ermeni işgalinden kurtarılan topraklarda tüm kültürel ve tarihi anıtların tahrip edildiğini, Ermenistan'ın işgalcilik politikasını sürdürürken o bölgeyi tamamen yok ettiklerini dile getirirken, Azerbaycan'ın ermenistan'ın tersine ülke sınırları içinde farklı bir politika izleyerek tüm etnik ve dini kimliklerin kültürel yapılarına saygıyla yaklaştığını, onları koruyup kolladığını belirtti. Onun sözlerine göre, Ermeniler aynı dine inandıkları Albanların bile kiliselerini Ermenileştirmek adına çaba harcamışlar, bu tapınak ve kiliseleri değiştirmeye kalkmışlardır: ''Oysa bölgeden az çok haberi olan herkes şunu gayet iyi biliyor ki, o topraklarda bulunan hiç bir tarihi mimari yapının Ermenilerle zerre kadar alakası bulunmamaktadır. Kilise ve manastırlar bile Ermenilere ait değildir. Onların asıl sahipleri Albanların torunları olan Udilerdir ki, sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev daha birkaç gün önce Gabala'nın Nic kasabasında kendilerini ziyaret etti. Gerçekleştirilen bu ziyaret ve ondan birkaç gün önce Azerbaycan'ın kültür başkenti Şuşa'da düzenlenen Harı Bülbül Müzik Festivali ülkemizin çok kültürlülük yelpazesinde yer alan farklı etnik kimliklere duyduğu saygının bariz kanıtıdır. Biz izlediğimiz çok kültürlülük politikasıyla dünyaya şu mesajı vermek istiyoruz: Azerbaycan devletinin onun sınırları içinde yaşayan hiçbir etnik ve dini kimlikle sorunu bulunmamaktadır. Zira herhangi bir sorunu olmuş olsaydı I. ve II. Karabağ Savaşlarında tüm Azerbaycan vatandaşları omuz omuza savaşıp vatan toprakları uğrunda şehit düşmez, gazi olmazlardı.''

“Farklı kültürden vatandaşlarımızla omuz omuza savaştık”

Hasanov, Azerbaycan devletinin Kafkasya Alban Udi Hıristiyan Dini Cemaati'ne topyekun sahip çıktığını, Ermenilerce gasp edilmiş olan dinsel ve tarihsel haklarını kendilerine geri verdiğini söyledi. İcracı direktör bu olgunun bile Ermenilerin bu bölgede sadece Türklere ve Müslümanlara karşı değil, bu coğrafyada yaşayan tüm etnik ve dini kimliklere karşı da aynı agresif tavır sergilediklerinin kanıtı olduğunu vurguladı. Onun sözlerine göre, Çar Rusya’sı döneminde bu topraklara gelen Ermeniler gelir gelmez hemen Hıristiyanlığı bu coğrafyaya getirenlerin varisi olan Udilerin hatta ibadet haklarını bile ellerinden aldılar: ''Sadece bununla da yetinmediler! Onların tarihlerine, dini geleneklerine ait tüm belgeleri ya yok ettiler, ya da Ermenistan'daki Gregoryen Kilise merkezlerine götürdüler. Aynı şekilde Karabağ'da işgal ettikleri Alban tapınaklarının da yapılarını değiştirmeğe kalktılar ve tüm dünyaya bu kilise ve manastırların Ermenilere ait olduğunu söylediler. Neyse ki, Muzaffer Ali Baş Komutan İlham Aliyev'in komutanlığındaki kahraman Azerbaycan ordusu toprakları işgalden kurtardı ve devletimizin yaptığı ilk işlerden birisi de Kafkasya Alban Udi Hıristiyan Cemaati'nin atalarına ait olan o kilise ve manastırları görmelerine olanak tanımak oldu. Kelbecer'de Hudavenk manastırına, Laçın'de Ağ oğlan manastırına, Hocavend'de Tuğ manastırına yapılan ziyaretler onların atalarının yaptırmış olduğu tapınaklara asırlardır süre gelen özlemlerinin dinmesine neden oldu. Aynı zamanda Azerbaycan devleti Ermeniler’in kendi tapınakları olarak tanıtmak adına tahrip ettikleri, haçlarını bile, çanlarını bile değiştirdikleri bu dini ve aynı zamanda kültürel anıtları tekrar eski haline getireceğine söz verdi. Bu da Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev'in kendisinin de söylediği gibi her bir Azerbaycan vatandaşının Cumhurbaşkanı olduğunun açık ve net göstergesidir.''

Sonda Bakü Uluslararası Çok kültürlülük Merkezi İcracı direktörü Revan Hasanov bundan sonra da Azerbaycan'ın şuana kadar yürüttüğü devlet politikasına sadık kalacağını söyleyerek, tüm yok edilişlere ve yıkımlara rağmen tüm Azerbaycan halkının birlik ve dayanışma sergileyerek Karabağ'ı tekrardan bir Cennete dönüştüreceklerini vurguladı.